Kabaktepe, 28 Şubat darbesinin 24. yıl dönümü nedeniyle yayımladığı mesajında, vesayet odaklarının, milli iradenin tercihini hiçbir zaman hazmedemediğini vurguladı.
KABAKTEPE: “DARBELER ÜLKEMİZE AĞIR BEDELLER ÖDETMİŞTİR”
Türkiye’nin çok partili siyasi yaşama geçmesinden itibaren, sık sık egemenliği millete bırakmak istemeyen vesayetçi güç odaklarının baskı ve müdahalelerine maruz kaldığını ifade eden Kabaktepe, şunları kaydetti:
KABAKTEPE: “MİLLETİN KAYNAKLARI, SEÇKİNCİ SERMAYE ÇEVRELERİNE PEŞKEŞ ÇEKİLDİ”
“Bunlardan biri olan 28 Şubat Darbesi de amaçları, aktörleri ve sonuçları itibariyle siyasi, toplumsal ve ekonomik tahribatı çok ağır olan karanlık bir projeydi. Böyle bir ortamda AK Parti’nin kurulması, 28 Şubat karanlığı içindeki Türkiye’ye bir güneşin doğması gibiydi. AK Parti; milletimizin, faillerince 1000 yıl sürecek denilen bu kirli ve karanlık sayfaya verdiği en güzel ve en okkalı cevap olmuştur. Bu ülkede terörden, darbeden, kaos ve kargaşadan medet umanların değil, milletin dediği olacaktır.”
Öğretmen olma hayalini gerçekleştiremedi
Ülkenin gerçek sahibi olan milletin merkezde yer almasını istemeyen sivil-asker bürokratik çevrelerin 27 Mayıs 1960’la başlattığı kötü bir geleneğin daha sonraki yıllarda da belli aralıkla sürdürüldüğünü, seçilmiş iktidardan gayri meşru şekilde rol çalma arayışlarının ülkeye ağır bedeller ödettiğini vurgulayan Kabaktepe, 28 Şubat’ın, bu geleneğin, doğrudan ve en yoğun şekilde milletin yaşam biçimine yönelmesi itibarıyla nevi şahsına münhasır özellikler de içeren en kötü halkalarından biri olduğunu belirtti.
28 Şubat Darbesi’nin siyasi, toplumsal ve ekonomik olmak üzere üç boyutu olduğunu aktaran Kabaktepe, mesajına şöyle devam etti:
“Siyasi boyutu; milletin meşru iradesiyle seçilmiş Refahyol hükümetini devirmek, milletin kaynaklarını seçkinlerin cebine değil yine millete sunmayı ilke edinmiş dönemin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızı siyasetten tasfiye etmekti. Toplumsal boyutu; irtica çığırtkanlığıyla başta üniversiteler olmak üzere toplumsal hayatın her alanındaki İslami tezahürleri baskı, sindirme ve zulümlerle azaltmaya çalışmaktı.
Ekonomik boyutu ise, devlet kaynaklarını sürece destek veren seçkinci sermaye çevrelerine peşkeş çekip bankaları ve kamu kaynaklarını hortumlamaktı. Küresel emperyalist çevrelerin de müdahil olduğu ve desteklediği bu sürecin içerideki aktörleri, asker-sivil bürokratlar, brifingli yargı, medya, sermaye çevreleri, başını CHP’nin çektiği siyasetçi taifesi, YÖK, bazı sözde STK’lar ve süreci, cuntacıların istediği şekilde yöneten Çankaya idi.”
“İKNA ODALARINDA ON BİNLERCE KIZIMIZIN HAYATI KARARTILDI”
28 Şubat’ın zorbalık ve baskı ortamında hükümetin yıkıldığını, RP’nin ve FP’nin kapatıldığını, siyasi yasakların getirildiğini hatırlatan Kabaktepe, “O zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Genel Başkanımız hapse konuldu, on binlerce genç kızımızın hayatı karartıldı. Üniversitelerin önüne ikna odaları kuruldu, her alanda yasaklar, baskılar ayyuka çıktı.” ifadelerini kullandı.
Kabaktepe, 3 Kasım 2002’de girdiği ilk seçimde tek başına iktidara gelen AK Parti’nin, vesayet odaklarıyla büyük bir mücadeleye giriştiğini, her türlü engellemelere, e-muhtıralara, “ordu göreve” pankartlarıyla düzenlenen mitinglere, kumpaslara rağmen, milli iradeyi boğan zincirleri birer birer koparıp attığını dile getirdi.
28 Şubat’ın mimarlarından Alemdaroğlu pişman olmadığını böyle itiraf etmişti
28 Şubat’ın mimarlarından ve 28 Şubat döneminin İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun o dönemdeki yasakları savunduğu ifadeler yeniden gündem oldu. Özel bir televizyon kanalında konuşan Alemdaroğlu, başörtüsü yasağını hata olarak görmediğini söylemişti.
TÜRKİYE’NİN ŞAHLANIŞINI DURDURMAK İÇİN 15 TEMMUZ’U PLANLADILAR”
AK Parti İstanbul İl Başkanı Kabaktepe, 17-25 Aralık ve benzeri çeşitli denemelerin akamete uğratılmasının ardından kalkışılan 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde şahlanan bu milletin, çıplak elleriyle tankları durduran büyük kahramanlığı, düğüne gider gibi şehadete yürüyen şanlı direnişi ve hiçbir taşkınlığa ve saldırganlığa yeltenmeden dünyaya örnek olacak asalet ve zarafetiyle püskürtüldüğünü hatırlattı.
Türkiye’nin ayağa kalkmasından rahatsız olan dış mihraklarla, kendi siyasi çıkarlarını küresel emperyalizmin amaçlarına eklemlemiş içteki uzantılarının hala çeşitli arayışlarını sürdürdüğünü belirten Kabaktepe, “Çapsızlıkları, milletin değerleriyle kavgalı halleri ve Türkiye’ye muhalefet etmeyi muhaliflik sanan siyasi sefaletleriyle meşru yollardan iktidara gelemeyeceklerini bilenler, hala çatışma ve kaos ortamı oluşturarak dumanlı havada iktidar koklama heveslerinden vazgeçmiyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
KABAKTEPE: “MİLLETİN İRADESİNİ KİMSEYE ÇİĞNETMEYECEĞİZ”
Milletin müsterih olmasını isteyen Kabaktepe, şöyle devam etti:
“Kim kiminle ne tür ittifaklar içine girerse girsin; AK Parti bu milletin iradesini bu zamana kadar kimseye çiğnetmedi, bundan sonra da çiğnetmeyecektir. Bu ülkede terörden, darbeden, kaos ve kargaşadan medet umanların değil, milletin dediği olacaktır. Türkiye yabancı başkentlerden değil, Ankara’dan yönetilecektir.
AK Parti olarak, bütün darbeleri ve darbecileri lanetliyoruz. Bu vesile ile 28 Şubat’ın en büyük mazlum ve mağdurlarından olan, Türkiye Cumhuriyeti 54. Hükümetinin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızı, vefatının 10. yılında minnet ve rahmetle anıyor, milletimize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”
SPOR
14 Aralık 2024EĞİTİM
14 Aralık 2024SPOR
14 Aralık 2024SPOR
14 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.