AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet’in sunduğu, Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Likoğlu ile Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu’nun da katıldığı Başkent Kulisi programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Kurtulmuş’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

(İBB eski Başkanı Kadir Topbaş’ın vefatı) İstanbul’a önemli hizmetleri olmuş birisiydi. Mekanı cennet olsun. Bütün sevenlerine, camiamıza başsağlığı diliyorum.

(Gara’da 13 vatandaşımızın şehit edilmesi) Tam anlamıyla vahşet. Terör örgütünün ne kadar acımasız, ne kadar insanlık dışı olduğunu da ortaya koyuyor. 

Mağarada karşılaşılan vahşet, sadece terör örgütlerinin sergilediği vahşet değil, terör örgütlerinden medet umanların da insanlık suçudur. Sonuna kadar üstüne gideceğiz. Şehit olan yurttaşlarımızın kanı yerde kalmayacak. İnşallah orada büyük bir temizlik, büyük bir operasyon sürecektir. 

“ABD’NİN YENİ YÖNETİMİNE TAVSİYEMİZ…”

Dünya yeni bir döneme giriyor. ABD’nin yeni yönetimine tavsiyemiz şudur: Bildik, eski tür operasyonlarla uğraşacaklarına dünyada dostluk üzerinden yeni bir dönemin başlaması için gayret etsinler. Dışarıdaki sorunlarla uğraşacaklarına Amerika’nın iç sorunlarıyla uğraşsınlar. 

ABD ve başka ülkeler burada birtakım terör örgütlerini kullanabilirler ama bu bölgenin kilit taşı olan bir Türkiye var. Türkiye ile mi işbirliği yapacaklar yoksa teröristle mi işbirliği yapacaklar? 

REFORM VE YENİ ANAYASA HAZIRLIKLARI

İçeride konuşulan konuların dışarıya sızdırılması doğru değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın gündeme getirdiği siyasi ve hukuki reformlar var. Hemen arkasından yeni anayasa tartışması gündeme geldi. 

AK Parti olarak tartışmalarımızı yapıyoruz. Komisyonlarda çalışmalarımızı yaptık. İlgili bakan arkadaşlarımız çalışmalarını yaptı. Tabii ki bundan sonra başta Cumhur İttifakı’nın bileşeni olan MHP olmak üzere diğer partilerle de durumu müzakere edeceğiz ve olgunlaşacağız. Ama bizim açımızdan hangi zamanlamayla gündeme getirileceği Sayın Cumhurbaşkanımızın takdiridir. 

Türkiye bu zamana kadar hep anayasa yazdı. Anayasa yapmadı. Kapalı kapılar ardında değil, meşru platformlarda bu meselenin tartışılması lazım. 

‘PARTİLİ CUMHURBAŞKANI’ TARTIŞMASI

Bir şahsın cumhurbaşkanı seçildiğinde partisinden istifa etmesi, siyasi görüşlerinin silindiği anlamına gelmez. Bu son derece absürt bir şey. Zaten yeni sistemin içerisinde cumhurbaşkanı seçilen, 50+1 almak durumunda olduğu için; alamazsa birtakım ittifaklarla seçileceği için başka partilerin de desteğini alıyor. 

SİYASETTE İTTİFAK ÇALIŞMALARI

Cumhur İttifakı 15 Temmuz’da sahada gelişti, zemini oluştu. İki parti de şimdiye kadar temel konularda ittifak etmiş olarak sorunsuz bir şekilde yoluna devam ediyor. Temel konularda aynı görüşte olan partiler ittifakımızda olabilir. 

(Muharrem İnce, CHP’den istifa ederken temelde aynı konuları söyledi. İnce’yle yakın zamanda temas olabilir mi?) İnce’nin bu tespitleri herhangi bir ittifak için söylenmiş değil. CHP’nin yanlışlarını eleştirirken ortaya ifadeler. İşin başında ittifakla ilgili bir şey söylenmesi mümkün değil. 

(Saadet Partisi, AK Parti’yle ittifak yapar mı?) Ben bu konuyla ilgili bir şey söylemek istemem. Mühim olan parti tabanlarının ne hissettiği. AK Parti ile MHP’yi ittifaka iten tabanlarının yakınlaşmasıdır. Saadet Partisi’ne oy veren seçmenlerin CHP’ye yakın bir konumda olmaktan nasıl içeri sindirdiklerini sorgulamak gerekir. Ben seçmenlerin kendi içlerinde olanı, kendi zihinlerinde olanı düşünerek ona göre hareket edeceğini önemsiyorum. Eğer tabanlar arasında yakınlaşma olursa bu tabii ki ittifakların gelişmesi anlamına gelir. 

(Kongreden sonra kabine değişikliği olacak mı?) Parti kadrolarının önemli bir kısmı her defasında değişmiştir. Partiyle ve hükümetle ilgili değişikleri zamanı gelince kendisi yapar. 

(Seçim barajı düşecek mi?) 12 Eylül anayasası oluştuğu andan itibaren tartışılan bir konu. Türkiye’nin siyasi tecrübesi gösteriyor ki yüzde 10 çok yüksek. Şu anda Parlamento’dan 13 tane siyasi parti var. İttifaklar esasında barajı oldukça anlamsız hale getirdi. Ama biz burada istiyoruz ki siyasi partiler kendi kimlikleriyle seçime girsinler. AK Parti ve MHP kendi kimlikleriyle seçime girdi. 

Barajın aşağı inmesinin doğru olduğu kanaatindeyiz. Destek de olursa adım atılır. 

(Dış politika ve ekonomide hangi hedefler gündemde?) Biz kendi ihtiyacımıza göre hareket ediyoruz. Türkiye siyasi döneminde ne zaman sıkıntı çektiyse, zorlandıysa; AK Parti hepsinden reform iradesiyle çıkmıştır. Aynı Menderes ve Özal’ın da yaptığı gibi. 

“Şu kadar yıldır iktidarsınız, hala reformdan bahsediyorsunuz” demek Türkiye’nin gerçeklerini anlamamak demektir. Reform sabit değil ki, sürekli bir şey.