Yazar Osman Aydoğdu İle Söyleşiler…
Osman Bey öncelikle kendinizden biraz bahseder misiniz?
Merhaba. Öncelikle röportaj için sizlere teşekkür etmek isterim. Ben naçizane Osman Aydoğdu. 36 yaşındayım. Aslen Kayseri’liyim ama bugüne kadar ki hayatım üniversite hariç İstanbul’da geçti. Edebiyat fakültesine yerleşmeyi çok istesem de başarılı olamayınca teknik bir bölüm bitirdim ve 12 senedir bir kamu kurumunda tekniker olarak görev yapmaktayım.
Yazmak çocukluk yıllarımdan beri ilgi alanım oldu ama özellikle lise yıllarıma kadar yazmaktan daha çok kitap okumayı tercih ettim. Sonrasında her okuduğum kitabın beni içine çekip karakterlerin yerine kendimi koymaya başlamam ile ‘acaba ben de bir şeyler yazabilir miyim?’ diyerek yazmaya başladım. Çünkü kitapların bende bıraktığı etkileri, kendim yazarak bir başkalarına hissettirmenin tarifsiz bir duygu olacağını düşündüm. Ve Onca Şeyin Ardından isimli kitabımı yazmaya karar verdim. Tabii bu süreç bahsettiğim kadar bir anda olmadı. Kitap çıkarma hayalimin başladığı ilk zamandan yaklaşık olarak 18 yıl kadar sonra gerçekleşti.
Peki teşekkür ediyorum, yazmış olduğunuz kitabınızın içeriğinden bahseder misiniz?
Onca Şeyin Ardından gerçek bir hayat hikayesi olmakla beraber kendi hayatımın bir bölümünü konu alıyor. Hakan ve Feyza’nın güçlüklerle dolu hikayesi.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki kitabımı ilahi anlatım yani üçüncü tekil anlatım tekniği kullanarak yazdım. Bu sayede yer alan karakterlerin duygularını ayrı ayrı aktarabilme şansı elde etmiş oldum.
Kitabımın ilk bölümünde aslında kitabın ortasından bir kesit ile başlıyorum. Sonrasında ise ‘Eskiyen zamanın dünleri – 10 yıl öncesi kadar’ diyerek ikinci bölüme başlıyorum. Burada Hakan ve Feyza’nın tanışma hikayesini işledikten sonra evliliklerine kadar yaşananları aktarıyorum. Aslında bütün hikâye evliliklerinin üzerinden bir ay kadar zaman geçtikten sonra başlıyor. Bir sabah kalktığında sağ göğüs ucundan gelen akıntı ile başlayan doktor kontrolleri, sekiz ayın sonunda 4. Evre İnflamatuar meme kanseri teşhisi konulması ile zorlu sürecin içinde buluyorlar kendilerini.
Genel hatlarıyla hikâyenin temeli anlaşıldığı üzere kanser ve bu hastalığa karşı verilen savaşı konu alıyor. Tabii bu süreçte öğrenilmesi, yapılması, yapılmaması gerekenler gibi konulara tüm yaşanmışlıklarla değiniliyor.
Evet bu kitap hüzünlü bir kitap ama hayatta ki imtihanlara karşı nasıl davranılması ve ne olursa olsun hayatın devam ettiğini hatırlatmak ve kanser hastalarının umut tacirliği yapan üçkağıtçı doktorlara vücudunu kesinlikle emanet etmemeleri gerektiğini hatırlatmak için bir farkındalık romanı olabilmesi için yazıldı. Umarım amacıma ulaşmışımdır.
Peki teşekkürler. Kitabınızla ilgili olumlu dönüşler var. Bu başarınızın sırrı nedir, yaşadığınız duyguyu tarif eder misiniz?
Evet olumlu, güzel dönüşler alıyorum. Aslında bu tarif edilemez bir duygu. Kitabı okuduktan sonra dönüş yapan insanlar genellikle ‘sanki o anları yaşadım. Karakterleri o kadar güzel işlemişsin ki kendimi onların yerine direkt olarak koyabiliyorum.’ gibi dönüşler yapıyor olması benim kendimi tanıtırken ki amacıma ulaşabildiğimi bilmek çok mükemmel bir duygu. Öte yandan kitapta dikkat ettiğim diğer bir konu akıcılık. Evet belki okuyucuyu durup düşündürecek süslü cümlelerim çok fazla yok bu kitapta ama bu kitap okunmaya başladıktan sonra elinizden bırakmak istemeden, bir çırpıda okunulması ve okuyucuyu günlerce etkisi altında bırakabilmek üzere yazıldı. Sanırım başarımın sırrı tam olarak burada yatıyor.
Peki yazma sürecinden biraz bahseder misiniz, yazarken neler hissediyorsunuz, size ilham veren şeyler nelerdir?
Bir romanda bildiğiniz üzere ne bileyim bir emoji olsun, jest mimik hareketleri gibi durumlar yer almıyor. Okuyucuya sanki bunlar varmış gibi bir hissiyat verebilmek için yazmaya başlamadan önce karakterlerin hepsini kafamın içinde oynatıyorum. Hepsinin kendilerine has olarak hayal dünyamda belirlediğim ses tonları, boyları, kiloları, ten renkleri, saç tipleri kısacası tüm fiziksel özellikleri ile birlikte kendi iç dünyasındaki hissiyatlarını kendimden bağımsız olarak yaşatıyorum. Yani onların duygularını ve düşüncelerini yazarken üzgünlerse üzgün, mutlularsa mutlu oluyorum. O yüzden kişiliklerin birbirine karışmamaları için sandalyemden kalkarken Osman olarak kalkmak için çok dikkatli davranıyorum. Çünkü o sandalyeye bir sonraki oturuşumda diğer karaktere daha rahat geçebilmem mümkün olsun.
Bana ilham veren şeyler konusunda ise yazarken mutlaka kulaklığımı takar ve bir yandan müzik dinlerim. Hatta eşim bazen sorar ‘şu müzik dinlerken nasıl yazabiliyorsun, hiç mi aklın karışmıyor?’ der ama aksine dinlemezsem karışıyor ve yazamıyorum. Her insanın farklı bir metodu vardır, benimki de böyle sanırım.
Anlıyorum. Peki aileniz ve yakın çevrenizden aldığınız dönüşleri paylaşmak ister misiniz?
Tabii ki. Ailem çok mutlu ve gururlu. Akrabalarım ve arkadaşlarım aynı şekilde. Lakin hiçbir şey söylemeyen, ne yazdığımı merak bile etmeyen veya kitabımı alıp olumlu veya olumsuz geri dönüş yapmayan hatta alıp da okumayan tanıdıklarım da var. Aslında hiçbirine gönül koymuyorum ama nedenini henüz çözebilmiş değilim. Eminim ki geçerli bir sebepleri vardır.
Anlıyorum, peki yeni bir kitap projeniz var mı?
Bir kitap çıkarmak ve yeryüzündeki bugüne kadar yazılan onca eserin arasına benimde kitabımın eklenmesi, hayalimi gerçekleştirmek için çok önemliydi tabii. Ama burada kalacağını çok sanmıyorum. Şu ana kadar kitabımı okuyan kişilerden öncelikli aldığım dönüşlerden birisi de ikinci kitabın ne zaman geleceği. En kısa zamanda diyemiyorum ama Onca Şeyin Ardından kitabının devamı olarak bir kitap çıkarma düşüncem var fakat tabii bu bambaşka bir hikâye olmayacağı anlamına da gelmez. Bekleyip hep beraber göreceğiz.
Açıklamalarınız için teşekkür ederim. Son olarak sizi okuyan, takip eden okurlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Hiçbir zaman pes etmesinler. Her ne olursa olsun, her ne yaşarsa yaşasın insan eğer sabrederse bir gün elbet yeni bir gün doğacaktır. Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler.
‘Okunsun diye değil dokunsun diye yazılır bazı şeyler.’
SPOR
04 Aralık 2024EĞİTİM
04 Aralık 2024SPOR
04 Aralık 2024SPOR
04 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.