02 Mayıs 2024 Perşembe
ABD’deki Virginia Üniversitesi’nden yapılan bir araştırmaya göre, el ele tutuşmanın ilişkiler açısından önemli bir rol oynadığı ortaya çıktı. Araştırmacılar, fiziksel temasın sosyal bağlanma duygusunu geliştirdiğini ve yalnızlık hissiyle başa çıkmada etkili olduğunu belirtti.
Araştırmayı yöneten psikolog James Coan, el ele tutuşmanın beyindeki “tehdit” sinyallerini azaltarak rahatlama sağladığını ifade etti. Özellikle stresli durumlarda, partnerimizin fiziksel dokunuşu beyindeki stres tepkisini düzenlemeye yardımcı oluyor.
Eller, parasempatik sinir sistemimizin merkezi olan beyindeki vagus sinirine bağlı hassas sinir lifleriyle yüklüdür. Bu sistem, ruh halinin kontrolü, bağışıklık tepkisi, sindirim ve kalp atış hızı gibi önemli bedensel işlevleri denetler. El tutma ve sarılma şeklindeki fiziksel temas, insanların birbirlerine bağlı hissetmelerine yardımcı olan oksitosin ve serotonin gibi “iyi hissettiren” kimyasalların salınmasını tetikler.
James Coan’ın yaptığı bir deneyde, stresli durumlarla karşı karşıya kalan evli kadınlar üzerinde el tutma etkisi incelenmiştir. Deney sonucunda, bir yabancının elini tutan katılımcıların beyninde tehdit tepkisinde azalma olduğu görülmüştür. Ayrıca, kocalarının ellerini tutan kadınların rahatlama hissi daha da artmıştır. Ayrıca, çiftlerin ilişkilerinde ne kadar mutlu olduklarını söylemeleri, el tutmanın beyindeki şok tepkisini daha da azaltmıştır. Araştırmacılar, el ele tutuşmanın yokluğunun beyin aktivitesinde dikkate değer bir değişikliğe neden olduğunu da belirtmişlerdir.
El ele tutuşma aynı zamanda oksitosin üretimini artırır. Bu “aşk hormonu”, insanların sosyal bağ ve bağlılık hislerini güçlendirmeye yardımcı olur. İnsanlar toplumda ihtiyaç duydukları sosyal bağları el ele tutuşma yoluyla güçlendirebilirler.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.